Organizasyon Düzenlemek & Turgay Demirel
Büyük ve önemli bir organizasyona ev sahipliği yapmak, ev sahipliği yapan ülkeye birçok şey kazandırır. Getirdiği maddi gelirin yanında, o ülkenin tüm dünya ile kucaklaşma fırsatı olur bu organizasyon. Belki ev sahibi ülke, bu organizasyon ile dünyaya açılır.
Ancak bu çapta bir turnuva düzenleyecekseniz altyapınızın da yeterli düzeyde olması gerekir. Sırf sporcu altyapısı değil, kültürel olarak o spora olan yatkınlık altyapınız iyi olmalıdır. Ülkenizdeki halk, düzenleyeceğiniz organizasyon sporuna tanışık olmalı ve o spor hakkında bilinçli olmalıdır.
Basketbol ülkemizde özellikle 80'li yılların ortasından sonra gelişen ve futboldan sonra ikinci ana sporumuz haline gelen bir branş. Doğal olarak bu spora az çok milletçe yatkınız. Çoğu kişi de ucundan sapından bilir ve oynar basketbolu. O yüzden ülke halkı için altyapı oluşturmanıza gerek yoktur.
Bildiğiniz üzere 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası yarın başlıyor, Türkiye'nin dört farklı şehrinde start alıyor büyük organizasyon. Organizasyon düzenlemenin iki cephesi vardır. Birincisi organizatörler. İkinci organizasyona ilgi gösterecek kişiler. Biz organizasyona ilgi gösterecek kişiler bölümünde en azından sınıfı geçtik. Sınıfta kalanlar ise organizatörler oldu. Bunların için başta Türkiye Basketbol Federasyonu olmak üzere, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Spor Bakanlığı ve Türkiye Cumhuriyeti var. Hepsinin suratlarına benden kocaman bir 0 geliyor. Sanırım vereceğim şu dört örnek her şeyi açıklayacaktır.
1- Antalya Sorunu : Antalya turizm ve kültür olarak bu şampiyonaya en hazır şehir olmalıydı. Ancak hem belediyeler hem de seçimler bu büyük fırsatın tepilmesine neden oldu. Değişen Antalya Belediyesi önceden kalan durumu düzeltmek için çaba göstermeyince, organizasyon Kayseri'ye uçup gitti.
2- Ankara Arena : Ankara uzun süredir modern görüntülü bir basketbol salonu yoktu -ta ki Ankara Arena yapılana kadar. Ancak bir Türk salon yaparsa ne olur ? O salon şampiyonaya bir gün kala biter tabii ki. Efes World Cup 9'u taş, toprak ve kum içerisinde izlersin. Sonra da gel IOC'den Olimpiyat Oyunları'nı iste, UEFA'dan Avrupa Şampiyonası'nı iste.
3- Açılış Töreni : Şahsen açılış törenlerini gereksiz ve sıkıcı buluyorum. Belki ondan kaynaklanıyordu diyordum -ki piyasadaki herkes benimle aynı fikirdeymiş. Cirque du Soleil dışındaki şov ve gösterilen çoğu sıkıcı ve alâkasızdı. Gerek Müslüm Gürses olsun gerek Sezen Aksu olsun Sinan Erdem Spor Salonu'nu Rumelihisar'ına çevirdi. Açılış töreni basit bir konser havasında ilerledi ve bitti. Umarım felaket gibi bir açılış töreni ile başladığımız turnuvayı iyi bitiririz.
4- Turgay Demirel*: Turgay Demirel'i sona bıraktım. Çünkü aslında her şeyin genel anlamda sorumlusu Turgay Demirel. Salonların yapılışından, açılış töreninin bu şekilde yapılmasına kadar her şey onun sorumluluğu altında. Nasıl iyi işlerde ön plana çıkmayı biliyorsa Sayın Turgay Demirel, kötü yapılan işlerde de elini taşın altına koymalı. Organizasyon bu halde ise bunun sorumlularının başında kendisi gelir. 15 günlük periyot içinde gerekli düzeltmeleri yapmak da yine kendisinin görevidir.
Seja o primeiro a comentar
Yorum Gönder