.

Pazar, Ağustos 29, 2010

Ankara Arena Parke İzlenimleri #4


Ankara Arena'daki izlenimlerimi neden ikiye ayırdığımı bu postta açıklamayacağım artık, isteyenler yazı dizisinin önceki yazılarına bakabilirler. Parke izlenimlerimizin dördüncüsünü Dünya Basketbol Şampiyonası hakkında yazalım şimdi.

Günün ilk maçı Yunanistan - Çin maçıydı. Maçtan önceki beklentiler kesinlikle Yunanistan yönündeydi. İlk dakikalarda bu yöndeydi açıkçası. Çin ısrarla yapmayı bilmediği halde alan savunmasını yaptı. Sırf bu yüzden maçın başında Bourousis ve Spanoulis'ten 4 üçlük yediler. Bu nedenle maçın hemen başında fark bir anda açıldı. Ancak ilk mücadelenin kırılma noktası Yunanistan'ın aldığı teknik faul oldu. Nicolas Zisis'in yaptığı hareket, uyumakta olan Türk seyircisini uyandırdı. Zaten bilinçaltında Yunanistan'a karşı bir nefret olan Türk seyirciler bu durumla birlikte bu nefreti dışarı vurma şansı yakaladı. Bir anda salonda 7-8 bin Çin taraftarı oluştu. Belki de Çin, tarihinde almadığı desteği Ankara Arena'da aldı. Yi Jianlian'ın yaptığı smaçlara çılgınlar gibi sevinen Türkler, Çin'in geri dönüşe ön ayak oldu. Maçın bitmesine 8 dakika kala 66-65 öne geçen Çin, tecrübesizliliğin kurbanı oldu. Ayrıca salonda yankılanan "Çayna" sesi çok güzeldi bence. Çin oynadığı bu basketbolla grupta kolay havlu atmayacağını gösterdi.

Ankara Arena'daki ikinci maç Rusya - Porto Riko maçıydı. Seyirci sayısı olarak en fazla taraftara sahip olan Rusya, beklentimi tam anlamıyla karşıladı. Ne beklediysem, onu aldım Rusya'dan. Ne fazla oynadılar ne de az. Kendilerine yetecek kadar oynayıp, gerekli galibiyeti aldılar. Pota altındaki iki genç oyuncu Timofey Mozgov ve Sasha Kaun dikkat çekti. Bugünkü Türkiye maçında nasıl performans sergileyeceklerini hep birlikte göreceğiz.  Porto Riko'nun ise en büyük sorunu istek. Takıma yayılmış ruhsuzluk en negatif yönleri. Bu duruma en büyük örnek; 2.24'lük Ramos. Çin ile oynayacakları maç onlar için turnuvanın geleceği için belirleyici olacak.

Günün kapanış maçı Türkiye - Fildişi Sahilleri maçıydı. Türkiye maça beklenildiği gibi başladı. Hatta bir ara Fildişili oyuncuların yüzünde "sayı atamıyoruz, ne yapacağız." gibi bir ifade vardı.(14-0) Neyse ki şuta dayalı olarak buldukları sayılar onların açılmasına neden oldu. İkinci periyotta fark 7 sayıya indi. Ancak takımlar arasında büyük bir gömlek farkı vardı. Türkiye, parke üzerinde pek fazla bir şey koyamazken bile fark garip bir şekilde açılıyordu. Çünkü Fildişi sahada sayı atma açısından inanılmaz bir sorun yaşıyordu. Belli bir hücum setleri yoktu. Herve Lamizan(3 blok) ve Mohamad Koné'ye(2 blok) indirilen toplar üzerinde top dolaştırmaya çalışıyorlardı. Harlem havasında olan Fildişi, farkın açıldığı maçın son dakikalarında takip edilmesi gereken bir ekip.  Türkiye açısından turnuvanın ilk maçına bakacak olursak, iyi bir başlangıç oldu diyebiliriz. 39 sayılık fark büyük ihtimalle kimseyi etkilememiştir ama havalı bir başlangıç oldu sonuçta. Sırbistan'ın Angola'ya attığı 50 sayılık farktan sonra en farklı maçı izledik bugün. Bu farklı ve şov havasında geçen maç, ileriye dönük maçlarımıza kesinlikle ışık tutmaz. Dediğim gibi iyi bir açılış ve güven tazelemesi maçı oldu Fildişi.

Oyuncular bazında da kısa bir değerlendirme yaparsak, Ersan ve Sinan Güler'e dikkat çekmek lazım. Savunma direncini bu iki oyuncu inanılmaz arttırdı ve farkın bu sayılara gelmesini sağladı. Bogdan Tanjevic de bu iki oyuncuyu taraftarlara alkışlattırarak iyi bir iş yaptı.


Günün Sonuçları :

A Grubu :


Almanya     74 - 78 Arjantin
Angola        44 - 94 Sırbistan
Avustralya 76 - 75 Ürdün

B Grubu :

Tunus 56 - 80  Slovenya
ABD  106 - 78 Hırvatistan
İran      65 - 81 Brezilya

C Grubu :

Yunanistan 89 - 83 Çin
Rusya          75 - 66 Porto Riko
Türkiye        86 - 47 Fildişi Sahilleri

D Grubu :

İspanya            66 - 72 Fransa
Yeni Zellanda  79 - 92 Litvanya
Kanada             71 - 81 Lübnan

Seja o primeiro a comentar


  ©EmreCeSpor - Todos os direitos reservados.

Template by Dicas Blogger | Topo