Ankara Arena İzlenimleri #1
8 gün boyunca gideceğim Ankara Arena ile ilgili yeni bir yazı dizisine başlıyorum. 3 günü Efes Pilsen World Cup, 5 günü Dünya Basketbol Şampiyonası olmak üzere 8 kere ziyaret edeceğim Ankara Arena ile ilgili gördüğüm her şeyi sizlere aktarmaya çalışacağım. Bu aktarımı yaparken saha içi olaylara pek girmeyeceğim. Çünkü zaten siz televizyon vasıtasıyla parkenin üzerinde olan biteni görüyorsunuz. Az buçuk parkeye dokunup, yan faktörleri size göstermeye çalışacağım bu yazı dizisinde.
Öncelikle belirtelim ki, Ankara Arena'ya ulaşım çok kolay. Ulus gibi bir yerde bulunması, hem dolmuş hem metro hem de otobüs açısından olumlu etki yapmış. Özel arabanızla da kolaylıkla ulaşabileceğiniz, dev bir yapı Ankara Arena. Ancak eksiklikler bitmiş durumda değil. Keşke hâlâ yapılan inşaatların fotoğraflarını çekebilseydim. Ne şanssızlık ki telefonumun şarjı ansızın bitti. Yarın için ilk işim bu inşaat fotoğraflarını çekmek olacak. Salonun girişlerine kadar gelen traktörler, taraftarları toz, duman ve kum içinde bırakıyor. Umarım bu durum Dünya Şampiyonası'na kadar düzelir, düzelmelidir de.
Salona giriş için çok sıkı güvenlik önlemleri alınmış durumda. Ancak bu önlemleri alalım derken sanırım biraz ipin ucu kaçmış. 17.30'daki Kanada - Arjantin maçı için kapılar 17:05'te açıldı. Sıkı aramadan geçtikten sonra yeni yapılan müthiş salonumuzla kucaklaştık. Ancak salona girer girmez, bir Fiero furyası alıp gidiyor. Gıda markası olan bu Fiero, salon içinde tüm etkinlikleri satın almış durumda. İçeceklerden yemeğe her türlü şey salon içinde Fiero'dan soruluyor. Fiyatları sorarsanız, aman deyim. Basit bir salamlı sandviç 5 lira.
Diğer bir dikkatimi çeken nokta ise gönüllü kişiler. O kadar çok gönüllü var ki neredeyse seyircilerden fazla. Adım başı lacivert tişörtlü bir genç yardımcı olmak için sizleri bekliyor. Sanırım Efes Pilsen gönüllü işini biraz abartmış.
Şov ekibine de dil uzatmadan olmaz. Efes Pilsen kızları bir yana Macar Face Team bir yana açıkçası. Tamam 'Space Jam' şovu gerçekten çok iyiydi ama diğer gösterilerde göze batan bir çok hat yaptılar. Konuşma fırsatımın da olduğu ekibin bayan üyesi, çok eski bir grup olmadıklarını söyledi. Ben de onlara daha çok çalışmalarını öneriyorum.
Gelelim en önemli yere. Salondaki bir çok seyircinin de gıcık olduğu duruma. Anonsör olarak adlandırabileceğimiz kişi resmen beynimizi yedi bitirdi. Tam ismini bilmiyorum ama tanıdık bir yüz. Fenerbahçe ve Efes Pilsen için de çalışıyor. Adını çıkaramadım, kusura bakmayın. İşte o adam bugün öyle bir anosörlük yaptı ki, çileden çıkmamak mümkün değil. Örneğin; Lübnan'da iki oyuncu değişikliği oluyor. Bu değişikliği ilk önce İngilizce daha sonra Türkçe söyleyeyim derken neredeyse bir atak bitiyor. Zaten yüksek seste olan mikrofon, makineli tüfek gibi konuşan adam ile birleşince insanın çıldırası geliyor.
Şimdilik Ankara Arena'dan aktaracaklarım bu kadar. Söz tekrar merkez stüdyolarımızda.
Seja o primeiro a comentar
Yorum Gönder