Biz Mi Bogdan'ız O Mu ?
Türkiye'ye adım attığı günden beri sürekli eleştirilen bir isim oldu Bogdan Tanjevic. Yeri geldi ben de sıkça eleştirdim, yanlışlarını bağıra bağıra söyledim. Hatta hem Fenerbahçe Ülker'in başından hem de Milli takımın başından gitmeli diye kampanyalar düzenlenmesini istedik. 1 numaralı nefret ettiğimiz kişi olan Turgay Demirel'e bile Tanjevic'i kovması için yalvardık. Sen kal, yeter ki Bogdan gitsin diye...
Evet yanlışları yok muydu Bogdan'ın ? Tabii ki vardı, hem de bir dolu yanlışı vardı. Yaşının da getirisiyle, basketbolu eski tip yorumluyordu. Kafasında oluşturduğu kalıpların, şablonların dışına çıkmıyordu maç içerisinde. İlk beşe mutlak sürpriz bir genç oyuncuyu koyacaktı, yoksa olmazdı. Herkesin süresi belliydi, kimin hangi dakikada oyuna gireceği belliydi. Oyuna giren oyuncu iyi performans gösterse de dakikası dolunca kenara gelip oturacaktı.
Takımda mutlaka top sürebilen bir uzun olacaktı. Nitekim Fenerbahçe Ülker'de Emir Preldzic, Milli takımda Hidayet Türkoğlu Dejan Bodirogacılık rolünü üstleniyordu. Ayrıca takım kadrosunda mutlaka zayıf, 2.10'un üstünde blok yapma özelliği olan bir uzun olacaktı. Bu da Tanjevic'in Fuckacılık teoremine bağlı bir olaydı. Bu bağlamda Türkiye'deki takımlarında Semih Erden ve Ömer Aşık eksik olmazdı.
Takım içerisinde kendisine karşı çıkan bir isim olmasını istemiyordu Tanjevic. Bu nedenle maç sonrası röportajında takım sistemini eleştiren Kaya Peker takımdan uzaklaştırıldı. Ayrıca beş numara pozisyonunda oynayan pivotun genellikle dışarıdan top kullanmasını istemiyordu. 4 numarada oynayan oyuncular dışarıdan oynayabilirdi ancak beş numaraların genel özelliği içeriden oynamaları olmalıydı Tanjevic'e göre. Yine bu çerçevede Mehmet Okur milli takımın dışında kaldı. Çünkü Mehmet 2.10'luk bir pivot olmasına rağmen hücum oyununu şuta dayalı kurmuştu. Bu da Tanjevic'e ters gelen bir durumdu.
Kötü yaptığı işler nelerdi bu Tanjevic'in ? İşte birkaç cevap;
1. Yaşlı diyerek milli takımdan bazı oyuncuları uzaklaştırması, daha sonra baskılara dayanamayarak sözünden dönmesi. Bu durum Tanjevic'in karizmasını en sert biçimde çizen şey oldu.
2. Fatih Solak ve Cenk Akyol gibi iki yetersiz oyuncuyu manevi oğlu olarak görüp, milli formayı hak eden birçok oyuncunun yerini bu iki oyuncuyu tercih etmesi. Haksız rekabet tartışmaları Tanjevic'i bir adım daha geriye götürdü.
3. Kafasındaki katı sistem. Kafasında değişmeyen ve değişmek istemeyen sistemler Tanjevic'in bugünlere gelmesindeki en önemli etken diye düşünüyorum.
Türkiye'ye geldiği günün üzerinden neredeyse 6 yıl geçti. 6 yıllık süreçte Dünya 6.'cılığı ve Avrupa 8.'ciliği dışında bir başarı elde edilemedi. Ancak hedef belliydi, her seferinde bu belirtiliyordu; 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası. Peki diğer dış unsurları bir yana koyarsak, Tanjevic 6 yıllık süreçte Türk basketboluna ne tür katkılarda bulundu ?
1. Türkiye'nin şu anda en iyi pivotu Ömer Aşık'ı Türk basketboluna kazandırdı. Bakın o buldu Ömer'i, o yetiştirdi demiyorum. Tanjevic, Ömer'in bugünkü duruma gelmesini sağlayan, ona belki de başka bir koçun vermeyeceği süreleri veren biriydi.
2. Ömer Aşık dışında Semih Erden'i de Türk basketboluna kazandıran isimdi Tanjevic. Belki Karadağlı koç olmasa yine Semih önemli bir uzun olabilirdi ancak bu noktalara gelebilir miydi tartışılır.
3. Hidayet Türkoğlu ve Ersan İlyasova'yı Türkiye'nin lideri yaptı. Kaya Peker, Mirsad Türkcan, Mehmet Okur gibi oyuncuları kadroda tutarak çok başlılığa izin vermedi. Nitekim Eurobasket07'de gördük bu çok başlılığın ne demek olduğunu.
Bogdan Tanjevic neredeyse bu ülkedeki bütün koçlardan daha üst düzey bir koç. 63 yaşında ve şu an kanserle mücadele eden Karadağlı Tanjevic, milli takımın şampiyonayı en iyi yerde bitirmesi için elinden geleni yapıyor. Yaptığı yanlışları da doğruları da bir yana koyarak, bu şampiyona sonrası umarım iyi anılarla uğurlarız bizim Bogdan'ı. Bence Tanjevic en azından iyi bir uğurlamayı hak ediyor.
Bogdan Tanjevic ile ilgili 2 ay önceki yazımı okumak isteyenler buradan buyursun.
Seja o primeiro a comentar
Yorum Gönder