.

Pazartesi, Eylül 27, 2010

Futbol Ülkesinde Tenis Oynamak


Bu yazıyı yazmak amacıyla klavyenin başına geçmem için bir başarı olması lazım Türk tenisinde. Ya İpek Şenoğlu'nun, ya Pemra Özgen'in ya da Marsel İlhan'ın Grand Slam veya ATP turlarda maç kazanmaları gerekiyor, onlar hakkında bir yazıyı kaleme alabilmek için.

Türkiye ne bir atletizm ülkesi ne bir tenis ülkesi ne de bir bisiklet ülkesi. Türkiye futbol ülkesi. Tabii ki bu durum anlaşılabilir bir olgu. Her ülkede 28 Olimpiyat sporunun ciddi anlamda yapılmasını bekleyemeyiz. Jamaica atletizm ülkesi olarak adlandırılırken, Lüksemburg bir bisiklet ülkesi olarak sıfatlandırılır. Lüksemburg'ta futbolcu olsaydınız, yarı profesyonel olarak her 3 ayda bir milli takımda gol atmak için değil de gol yememek için mücadele verirdiniz.

Dediğim gibi Türkiye bir futbol ülkesi. Farklı branşlarda spor yapanlar pek ilgi görmez ve göz önünde olmaz. Elano'nun yaptıkları an be an televizyonlarda canlı yayında anlatılırken, Marsel İlhan'ın ATP turda finale çıkması göz ardı edilir, sözü bile geçmez. Birkaç spor kanalı başarı kazanıldığında gider röportaj yapar, bizim gibi birkaç blogger buralarda birkaç kelam eder kapanır konu. Fakat Elano'nun Florya'dan ayrılıp Brezilya'ya gidişi dakika dakika takip edilir, son dakika olarak altyazı geçilir.

Marsel İlhan bir futbol ülkesinde tenis oynuyor, oynamaya çalışıyor. İzmir'de yapılan ATP turda final oynamayı başaran Özbek asıllı tenisçi topladığı puanlarla Dünya Sıralamasında ilk 100'e girdi. Marsel, tenise yabancı bir ülkenin evladı olarak Dünya'nın en iyi 96. tenisçisi olmaya başardı, tebrikler.

Seja o primeiro a comentar


  ©EmreCeSpor - Todos os direitos reservados.

Template by Dicas Blogger | Topo