.

Pazar, Ocak 30, 2011

Euroleague Tarihinin En İyi ve Komik Röportajı



Bizim Darius ve ikizi Ksistof ile röportaj yapılmış Montepaschi Siena - Fenerbahçe Ülker maçı öncesinde. Oldukça eğlenceli olmuş röportaj, kanımca Euroleague tarihinin en iyisi. Montepaschi Siena TV'nin gerçekleştiği röportaj İngilizce olmasına rağmen 5.sınıfı bitiren herkesin anlayabileceği bir seviyede. Gülerek geçireceğiniz beş dakika sizi bekliyor.

Cuma, Ocak 28, 2011

Kaptansın, Büyüksün, Reyizsin

Ömer Onan, tarihinin en doğru kadrolarından birini belki de en doğrusunu kuran Fenerbahçe Ülker'in neferi, komutanı, kaptanı olmak istedi sezon öncesinde. Hazırdı göreve hem de geçirilen bir Dünya Şampiyonası ve sakatlığın ardından. İsteğinin karşılığını hem takıma olumlu katkılar ile hem de bizlere tanımı mümkün olmayan sevinçlerle yaşattı Ömer. Barcelona ve Olympiacos maçlarının sonunda farkı arttırmak için attığı sayılar hepimizi büyük amaca kamçıladı. Dün oynanan Valencia maçı da bu amaç uğrundaki önemli bir adımdı.

Valencia karşısında da aynı hırs ve istek ile sahadaydı kaptan. Hiçbir zaman beğenmediğim şutları/şut stili bile kusursuza yakın hale gelmişti tecrübeli oyuncunun. 22 sayı attı Power Electronics Valencia'ya potasına ama en önemli katkıyı takımın düştüğü garabet anlarında takımı kamçılayarak yaptı Ömer. Belki 5 faul almasa o yapacaktı Emir'in Rafa Martinez'e yaptığı bloğu. Onun takıma getirdiği kazanma hırsı ve mücadele isteğinin somut görüntüsüydü Emir'in iki şapkası aslında.

Kaptansın, büyüksün, reyizsin Ömer Onan.

Salı, Ocak 25, 2011

El Diego 4

Kiefer Sutherland'in oynadığı 24 dizisinin hayranıyım. Jack Bauer'in bir saatini bile kaçırmıyorum. O benim idolüm. Bence zirvenin de zirvesinde.
"Maradona hakkında hiç kimsenin bilmediği bir şey söyleyin ?" sorusuna El Diego'nun verdiği cevap.

İlginç İsimler #3

Serinin bu ayağında yaptığı mesleğinin hakkını ismiyle veren bir kişi var; Andrei Vladimirovich Topchu. Adından da anlaşılacağı gibi kendisi futbolcu. Rusya'nın ücra köşelerinde icra etmiş mesleğini 30 yıllık hayatında. Son olarak da güç bela lige tutunmayı başaran Amkar Perm'de boy göstermiş. Orta saha olarak görev yapıyormuş. Daha önce izleme imkanım olmadı bu ağbiyi ama sanırım Aurelio tipi bir orta saha, şayet son 3 yılda ağlara 4 top göndermeyi başarmış.

Kısır Takım Kartalspor


Bank Asya 1. Lig takımlarından Kartalspor tarihinin en kısır dönemini geçiriyor. 62 yıllık geçmişe sahip köklü kulüp bu sezon ligde sadece 4 gol atabilmiş durumda. Evet, yanlış duymadınız 16 haftalık koca periyotta 4 gol atabildi Kartalspor. İlginç olan diğer bir durum ise Kartalspor'un attığı bu 4 golün üçünü aynı maça sığdırmış olması. Ligin 5.hafta mücadelesinde Diyarbakırspor deplasmanında 3-2 galip gelmeyi başarabilmiş İstanbul temsilcisi.

Ligde oynadığı 16 maçın 9'unda berabere kalan Kartalspor, 8 maçı 0-0 tamamladı. 10 haftadır gol orucunda olan takım en son Denizlispor karşısında sahadan beraberlikle ayrılırken gol atmayı başarabilmişti. Forvet bölgesindeki sorunlarıyla rekor kıran Kartalspor bir de pozitif özelliği ile dikkat çekiyor. Anadolu yakası temsilcisi ligin Samsunspor ile birlikte en az gol yiyen (12 gol) takımı konumunda.

Ancak katı savunma anlayışı ile gol yememeleri onları şu an için kümede tutacak gibi gözükmüyor. Ankaraspor'un hükmen bir alt lige düştüğünü düşünürsek, Kartalspor sadece bu sezon yendiği tek takım olan Diyabakırsporu altına alabilmiş durumda. Takımın yeni antrenörü Engin Korukır ise ikinci yarıdan umutlu. Eski antrenör Ergün Penbe'nin anlayışına zıt olarak asla savunma takımı olmayacakları belirtmiş resmi sitedeki röportajında. Sanırım Engin Korukır zorlu maratonda bir İkinci Lig efsanesi olan eski gol kralı Şadi Çolak'a güveniyor. Şadi'nin Orduspor günlerine flashback yapması lazım, şayet ligde 1 golü bulunuyor.

Cumartesi, Ocak 22, 2011

Serge Ibaka

Bir varlığa karşı sempati duymayı bazen nedenlendiremezsiniz, içinizden gelir o duygu. Elbette ortak noktanız vardır o varlıkla ama sebebini tam anlamıyla çözemezsiniz. Benim de nedenini bir türlü çözemeden sempati duyduğum ilginç sporcular var. Bunlardan ilk aklıma gelenini yazıyorum; Serge Ibaka.

Vasatın üzerinde bir NBA takipçisi olarak açıkça söylemeliyim ki Serge Ibaka ismini ilk kez 2K10'da görmüştüm. Kendime haksızlık etmeyeyim 2008 yılında draft edilmiş bir bench-warmer'ı tanımak için çok da geç kalmamışım aslında. Neyse efendim tanıdık işte bu ilginç insanı. Tanıdığım andan itibaren de ısındım genç Kongo'luya. Şimdi konu genç siyahi bir genç olunca bazı kısımlarca "gay amua goyim bu" ya çekilebilir ancak alakası yok. Hani olur, yıldız takımı maçına giden gencin velisi tribünden hep oğlunu izler ya onun gibi bir şeydi bendeki Ibaka sevigisi.

Şimdi birkaç post öncesi gibi güzel adam diyip şöyle bir fotoğraf koysam kesin gay damgasını yerdim. O nedenle usturuplu bir fotoğraf koyup postu bitiriyor...yeter lan vurmayın.

El Diego 3

Birkaç yıl önce eski takım arkadaşım Salvatore Bagni İtalya'da çocuklara yönelik bir futbol kampı için beni davet etmişti. Napolili bir kadın bizi çağırdı, kampın tarihlerini öğrendi ve "Oğlumu sizinle oynaması için göndereceğim." dedi.  Biz de ona oğlunun yaşını sorduğumuzda 28 yanıtını verdi. Tek isteği benimle tanışmaktı işte.
Bir taraftarın yanınıza gelebilmek için yaptığı en çılgınca şey neydi ? sorusuna Diego'nun verdiği cevap.

Katarzyna Ewa Skowrońska

Kasia benim adımın kısaltılmış hali. Lütfen bana Ewa diye seslenmesinler. Çünkü bu benim ikinci ismim ve bunu hiç kullanmıyorum.
Fenerbahçe Acıbadem'in başarılı voleybolcusu Kasia Skowrońska'nın Fenerbahçe Dergisi'nin Ocak sayısına verdiği röportajda en çok dikkatimi çeken bölüm yukarıdaki cevap oldu. Sanırım Ewa ismi Polonya'da, Türkiye'deki 'popüler' kızlarımızın kullanmadığı Ayşegül, Nur, Fatma'ya denk geliyor.

Güzel Adam

Modern basketbol tanımını yapıp, örnek verme kısmına geldiğimizde sayabileceğimiz birkaç Avrupalı basketbolcudan biri olduğun için güzel adamsın Marko Tomas. 

Cuma, Ocak 21, 2011

All Cops Are Bastards


#A.C.A.B

Pazar, Ocak 09, 2011

Total Futbolun Kurucusu : Jack Reynolds

Çoğu kişi için Jack Reynolds ismi bir anlam ifade etmez. Etmemesi daha doğru olanıdır aslında. Çünkü Reynolds 1881 yılında doğmuş, tarihin ilk futbolcu-menajerlerinden. Ancak musevi asıllı İngiliz'i meslektaşlarından ayıran bir özelliği var. Biz bunu iki kelime ile söyleyelim; total futbol.

Her futbolseverin tuttuğu takımda görmek istediği oyun stilidir total futbol. Genellikle 4-3-3 sistemine dayanan, herkesin her yerde oynadığı ve hücumu temel amacı olarak gören taktik anlayış olarak açıklayabiliriz bu ünlü sistemi. Tabii nerede total futbol sözcüğü geçerse geçsin hemen ardından kafalarda turuncu renk yanıp söner ve Hollanda akla gelir. Portakallar evrensel anlamda total futbolla özleşmiştir. Doğru; total futbolu ilk oynayan ve en iyi oynayanlar Hollandalılardır. Fakat bu anlayışı ilk bulan kişi bir Hollandalı değil, yukarı ki satırlarda yazdığımız musevi asıllı bir İngiliz'dir. Adı Jack Reynolds'tır.

Futbolun beşiğinde futbola başlayan Reynolds sahada takımın beyni gibidir. Bu özelliği ile Britanya'da adını kısa zamanda duyurmuştur ve zamanının en iyi takımlarında oynamıştır. Bunlar arasında Manchester City, Burton United, Grimsby Town, Sheiffield Wednesday ve Watford gibi ünlü ve iyi takımlar vardır. Ancak Jack Reynolds hem zamanının şartlarından dolayı hem de 30 yaşına gelmesinden dolayı 1911 yılında futbolu bırakır. İyi ki de bırakır. Futbol tarihinin en ihtişamlı sistemini oynatmak için Kıt'a Avrupa'sına doğru yola koyulur. İlk durağı İsviçre'nin St. Gallen takımdır. St. Gallen ile 2 yerel lig şampiyonluğu yaşar ve Almanya'nın yolunu tutar. Fakat yanlış zamanda Almanya Milli takımının başına geçer. Çünkü I. Dünya Savaş'ı patlak vermiştir. Reynolds'a yine yol gözükmüştür, bu sefer durak Hollanda'dır.

Ajax tarafından Hollanda'ya davet edilen Jack Reynolds kafasındaki sistemi bu kasaba takımına uygulayacaktır. Kısa zamanda meyvesini verir bizim bebek total futbol. Reynolds yönetimindeki Ajax, Eredivisie'de 20 yılda 8 şampiyonluk kazanır. Bu süreçte kazandığı şampiyonlukların yanı sıra kendi mentalitesini oyuncularına aktarır. Bu anlayışı benimseyenlerden biri de Rinus Michels'tir.

Rinus Michels ismi birçok kişi tarafından bilinecektir. Hollandalı futbolcu-menajer, 1970'li yıllarda dünyaya total futbolu gösteren, sevdiren, izleten teknik adamdır. Uluslararası anlamda ilk olarak total futbolu Rinus Michels'in öğrencileri oynamıştır, ya da diğer bir anlamda Jack Reynolds'ın öğrencileri. 1970'li yıllarda fırtına gibi esen total futbol mucizesinin baş uygulayıcısı Johan Cruyff da aynen Rinus Michels gibi antrenörünü örnek almıştır ve bu felsefenin devamını sağlamıştır.

Futbol bağları anlamında; Jack Reynolds'ın torunu Johan Cruyff 1990'lı yıllarda Barcelona efsanesinin temellerini atmıştır. Önce kendisi sonra Van Gaal, daha sonra Frank Rijkaard ve şimdi Cruyff'un öğrencisi Pep Guardiola. İşte herkesin ağzında bir sakız gibi dolaşan total futbolun kısaca hikayesi budur. 1900'lü yılların başından itibaren antrenör-futbolcu ilişkisi ile günümüze kadar gelen bir futbol mentalitesi.

Sos Cagon*

sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon! 
ay che bostero, vos sos ortiva, vos sos amigo, de la policia, en mar de plata, vos te escapaste, con los borrachos, como cobraste! 
sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon, sos cagon! 
ay che bostero, vos sos ortiva, vos sos amigo, de la policia,en mar de plata, esta es tu gente,la que te sigue, y te alienta siempre.
River Plate, River Plate, River Plate, River Plate, River Plate, River Plate, River Plate, River Plate !
a donde vayas, siempre estaremos, vos sos mi vida, lo que mas quiero, esta es tu hichada, esta es tu gente, la que te sigue, y te alenta siempre.
River Plate, River Plate, River Plate, River Plate, River Plate, River Plate, River Plate, River Plate !

Türkçesi ise şöyle ;
Hey Boca taraftarı, siz polisin dostlarısınız, Mar del Plata'da, bizle yüzleşemediniz. River taraftarları tarafından dövüldünüz. 
Korkaksınız, korkaksınız, korkaksınız, korkaksınız, korkaksınız! Nereye gitseniz orada olanlarız. Bu senin taraftarın, bu senin insanın. 
Her zaman seni izleyen ve destekleyen River Plate, River Plate, River Plate, River Plate! River Plate, River Plate, River Plate, River Plate!
*Sos Cagon İspanyolca'da 'korkaksın' anlamına gelmektedir.

Ayrıca bu efsanevi beste Galatasaray ve Bosna-Hersek taraftarlarına da örnek olmuş, Sos Cagon'a benzer beste yapmalarına yol açmıştır.

Cumartesi, Ocak 08, 2011

Sportif Gudubetler #1

Jasikevicius bu paslarıyla Tutku Açık'a rakip olacak gibi duruyor.
Nur Germen'in Mersin B.Ş.B - Fenerbahçe Ülker maçı esnasında ağzından çıkan cümle.

Cuma, Ocak 07, 2011

Horto Magico*

Günlerdir ağzımda dolaşan beste. 
in' ena horto magico, dhoste mou ligho ghia na pio, ton pao mou na onirefto ke na fonaks' os to theo: panatha mou, se aghapo, san heroini, sa skliro narcotico, san to hashish, to lsd, ghia/me sena pao mastouroni ol' i ghi, ol' i ghi. panatha mou, panatha mou, se aghapo, se aghapo, opou ki an pezis panda tha s' akoloutho, s' akoloutho, pao edho, pao edho, pao eki, pao eki, opou ki an pezis panda tha 'maste mazi, panda mazi.
Güzel besteymiş de Türkçesi nedir bunun derseniz :
Bu sihirli bir ot(esrar), bana biraz tadımlık ver, pao'yu düşlemek için ve Allah'ına kadar bağırmak için.. Panathinaikos'um, seni seviyorum , eroin gibi, narkotik madde gibi, haşhaş gibi. Senin için bütün dünya taşlaşır, seninle bütün dünya yüksek Panathinaikos'um, seni seviyorum, nerde oynarsan oyna seni takip ediyorum, Pao burda, Pao orda, nerde oynarsan oyna hep beraber olacağız.
*Horto Magico Yunanca sihirli ot anlamına gelmektedir.

Salı, Ocak 04, 2011

Top 16

Euroleague'de normal sezon maçlarının tamamlanmasının ardından ortalığı bir yaygara koparıverdi. Benim de dahil olduğum çoğunluk kısım grupların çok çok büyük oranla belli olduğunu düşünüyordu. Ancak öğle vakti Barcelona'da olan gelişmeler çoğunluğu ters köşeye yatırdı. İyi ki de yatırdı. Artık rahat rahat önümüze bakalım.

Kura öncesinde Panathinaikos'lu, Partizan'lı, Malaga'lı bir grup bekleniyordu; ulusal ve Avrupa basınında oldukça ye verilmişti bu gruplara. Fakat kâbus gerçekleşmedi -kura çekimini izlemedim, nasıl oldu böyle bir şey hiçbir fikrim yok- işler akla kara gibi değişti. Aslında normal sezon grupları sonucunda hak ettiğimiz bir grubu aldık; ikincilik için favorinin Fenerbahçe Ülker'in olduğu.

Pana gelecekti ilk torbadan Olympiakos geldi, hoşgeldi. Pota altından ziyade dış gücü potansiyelli olan bir takım Oly. Bu durum Fenerbahçe Ülker'in avantajına olacaktır. Gappy'nin yokluğunda zayıf nokta olarak duran pota altını 'çok' fazla deşmeyecek, deşemeyecek bir Yunan takımı zor bulunur kanımca. Ancak grup birinciliği için 'Avrupa'nın en pahalı takımı' ağır basan taraf.

Zalgiris Kaunas ve PE Valencia'yı birlikte değerlendirelim. Çünkü iki köklü takımı bu grup aşamasında birbirinden ayırmak pek kolay değil. Pesic yönetiminde tam gaz gelen bir Valencia mı yoksa Belgrad Arena'da 20 bin 'taraftar'a sahip Partizan mı derseniz, açıkçası ben Valencia derim. O nedenle bu noktayı pek kurcalamayıp, kadere razı olmak lazım. Mirza Begic hamlesini yapamayan Zalgiris'in Kaunas'taki maçların dışında galibiyet alması zor gibi. Ancak iç sahadaki performanslarını göz ardı etmemek lazım.

Komşu gruptaki Siena'ya rağmen bırakalım Oly 1 olsun, biz temiz kemiksiz yazdıralım adımızı Top 8'e. Sonra Siena düşünür, zor mu kolay mı Top 8'deki rakip diye.

En son olarak fikstür ise şu şekilde;
Olympiacos - Deplasman
PE Valencia - Sinan Erdem
Zalgiris Kaunas - Sinan Erdem
Zalgiris Kaunas - Deplasman
Olympiacos - Sinan Erdem
PE Valencia Deplasman

Son maçın grup ikinciliği için muhtemel rakibin sahasında olması handikap, onun dışında gayet olumlu bir fikstür.

Pazar, Ocak 02, 2011

Euroleague Trickshots

Malumunuz 4 Ocak yaklaşıyor; Euroleague Top 16 kuraları Barcelona'da çekilecek. Kuralar çekilecek çekilmesine de eski kura heyecanı yok maalesef. Format gereği gruplar neredeyse belli olmuş durumda; Barcelona'daki kura sadece bazı taşların yerini kesinleştirecek.

Hal böyle olmuşken formatı bir araştırayım, ne gibi olasılıklar var diye bir heyecanla Euroleague'in resmi sitesine atıldım. Atıldım atılmasına ama siteye girince benim dikkatimi başka bir şey çekti akşam akşam. Gözler ve vücut yorgun olunca, yarınında pazartesi olduğu düşünüldüğünde Top 16 grupları hakkında araştırma yapmak, bu linke tıklamak karşısında hiç işime gelmedi ve o yorgun gözlerim resmi sitenin sağ altındaki reklama çarptı. İyi de çarpmış, pazar akşamı keyifli bir yarım saat geçirdim.

Daha önce rastlamamıştım Sporting Bet'in Euroleague modüler oyununa. Basit bir oyun ama insan Euroleague takımlarını böyle bir platformda görünce keyif alıyor işte. Zaten benim en büyük şikâyetimdir; Euroleague takımlarının NBA 2Kvari bir oyununun olmaması. Neyse efendim oyunu ilk kez oynayacaklar için keyifli ve eğlenceli. Öldürülecek yarım saatim var diyorsanız sizi şu adrese alalım.


  ©EmreCeSpor - Todos os direitos reservados.

Template by Dicas Blogger | Topo