Ömer İlk Basamağı Geride Bırakırken
7 yıl kimine göre büyük kimine göre o kadar da uzun bir süreç değildir. Ancak düşünün ki 7 yıl içerisinde yeni doğan çocuğunuz okula başlar, altıncı sınıfta okuyan bir öğrenci üniversite kapısına dayanır, üniversiteye başlayan genç zor da olsa üniversite diplomasını alır, denk gelirse 7 yılda San Antonio Spurs 3, Chicago Bulls 6 defa şampiyon olur. Tamam, 7 yılda 'Dünya değişir, Fenerbahçe Türkiye Kupasını alır.' demiyorum ama 18 yaşındaki bir çocuk bu sürede NBA'de kendini kabul ettirebilir.
Bursa'da doğan, boyu ankarenormal bir şekilde uzayan, 18 yaşına kadar profesyonel olma amacıyla basketbol oynamayan sonrasında Fenerbahçe tarafından keşfedilen biri Ömer Aşık. Bundan 7 yıl öncesine kadar belki de gece kalkmaya üşenip, canlı NBA maçı seyretmeyen Ömer, bugünlerde düşler sahnesinde adını kabul ettirmeye başlıyor. Aleaddin Yakan tedrisatından geçen 2.14'lük Ömer, basketbol terimiyle betonlaşmış ellerini ilk kez bu aşamada 'sert' mertebesine çekti. Neredeyse sıfır parmak ucu hissiyâtına sahip Aşık, ilk kez bu basamakta tanıştı Molten, Spalding salon toplarıyla. Modern basketbol anlayışı içinde 'sırık' pivot anlayışının değer kazanması ile bir adım daha kazanan Ömer Aşık, Alpella forması ligde ile smaç-blok partisi yapmaya başlayınca Fenerbahçe'ye doğru dev adımını attı.
İlk Euroleague sezonunda; Top16'da blok kralı olan Ömer, NBA'ye göz kırpmaya başlamıştı. Bu göz kırpmanın bir platonik aşka dönüşmesine izin vermeyen Okyanus ötesi, Ömer'i görmezden gelmedi ve Chicago'ya adını kaydettirdi. Bir sezon daha oynaması ve geçmişte attığı o uzun adımlardan bir tane daha atması beklenen Ömer, neredeyse bir sezonu off geçirince basamak atlama işi bir başka bahara kaldı. Ancak geç gelen bahar, güzel geldi; Dünya Şampiyonası Ömer için muhteşem geçti. NBA öncesinde tüm leveller zor da olsa tamamlanmış, artık oyunun zor bölümlerine geçmişti genç pivot.
Bir paragraf öncesinde de bahsettiğim 'sırık' pivot anlayışındaki oklar tam anlamıyla Ömer Aşık'ı gösteriyordu. Bir nevi 80'lerin futbolundaki süpürücü rolü, Bulls'ta Ömer için biçilmişti. Üçüncü veya dördüncü pivot rolü ile sezona başlasa da ona biçilen görevi yaptığı takdirde NBA'deki ilk basamağı aşacağı aşikardı. Ancak...Ömer'in artık doğuştan gelen bir problem mi bilmiyorum ama hücum sendromu vardı. Henüz oturmayan bir pivot oyununun olmayışı, her ne hikmetse topu pota altında aldığında parkeyi öpecek kadar eğilmesi, neredeyse olmayan şutu ve efsaneleşmiş serbest atış yüzdesi Ömer'in ilk görevi yani kendini kabul ettirme aşamasını bir türlü geçememesine neden oldu. Normaldi, NBA'ye Avrupa basketbolunun tersine sayıya ve kişisel beceriye dayalı bir oyun stilindeydi. Maç başına 2.1 sayı yapan bir pivotun ilk beşe yerleşmesi, Türkiye'nin 100 metrede sprinter çıkarması ile aynı anlama geliyordu. Bu tip özelliklere sahip olan bir uzunun ilk aşamayı kolay aşmasını beklemeyemezdik. Bunun için bellli üst düzey performanslar ve özellikler gerekiyordu.
Ömer ilk üst düzey performansını Doğu'daki en büyük rakiplerinden Orlando'ya, Dwight Howard'a karşı verdi. Yakaladığı çıkış ile Doğru Konferansı finalindeki en büyük rakibi Orlando'ya karşı bir çare bulmak isteyen Bulls ve koç Tom Thibodeau, çözümü arkasındaki benchte buldu. Dwight Howard'ı belki de ligde bu sezon en fazla yavaşlatacak performansı sergileyen Ömer, takıma ve yönetime takas malzemesi olmayacağı güvenini verdi ki Houston Rockets'ın Courtney Lee-Ömer Aşık takası reddedildi. Ardından Rockets'a giden Hasheem Thabeet'ten çok daha iyi olduğu da aşikardı Aşık'ın. Son olarak rutinde götürdüğü sezonu dünkü New Jersey Nets maçındaki performası ile taçlandırdı ve NBA'deki ilk basamağı atlamayı başardı. İlk double-double'ını yaptığı maçın ardından takım içinde ve taraftarlara kendini kabul ettirmeyi başardı Ömer. Ne zaman sakatlanacağı belli olmayan Carlos Boozer ve yaşlı Kurt Thomas'ı düşündüğümüzde Ömer'e biçilen görevin sınırları gün geçtikçe artacaktır.
Sıra geldi atıp tutarak yazıyı bitirme bölümüne. Ömer bu tip performansını rutine dönüştürürse ve biraz da şansı yaver giderse en fazla NBA'in ikinci Dikembe Mutombo'su olur -ki Mutombo seviyesine çıkması çok zor. O nedenle kısa vadede olmasa bile Ömer'in kendine farklı bir yol çizmesi lazım. Belki 2-3 sezon sonrasında bir Hansbrough gibi olmasa da orta mesafe şutu olan, serbest atış yüzdesini %50'nin üzerine çıkaran ve kritik anlarda zayıf halka olmayan, aşağı eğilmeden güçlü bir bitirici gibi özellikleri repertuarına eklerse Ömer'i farklı seviyelerde görmemiz mümkün. Ancak unutulmamalı ki Ömer şu an için ilk görevini yerine getirmiş durumda. Şanssızlık olmazsa geleceğe dair Ömer'e güvenim tam, yürü be Ömer.